Ergene Mahallesi 550 Sokak No:70/A Bornova / İzmir
0507 095 82 27
firatcantekin@gmail.com

PİYANO EĞİTİMİ NEDEN ALINMALI?

İzmir'de Sanatın Kalbi

PİYANO EĞİTİMİ NEDEN ALINMALI?

Bu blog yazımızda Piyano Kursu İzmir Bornova ailesi olarak sizlerle piyano eğitiminin öneminden ve neden piyano eğitimi alınmalı adlı başlıklardan kısaca bahsedeceğiz.


Doğanın vermiş olduğu her güzel şeye açık olan çocukların, kişiliklerinin şekillenmeye başladığı bu dönemde sanat etkinliklerinden oldukça fayda gördükleri çok açıktır. Tüm bu sanat dallarından biri olan şüphesiz müziğin de oldukça önemli bir yeri vardır. Çocuklarda bilişsel, zihinsel, sosyal gelişimleri için eğitimciler de erken yaşta başlanan müzik eğitimlerinin önemini her zaman vurgulamaktadırlar.

Çocuğun müzikle kurmuş olduğu ilişki anne karnında başlar. Anne kalbinin ritmik atışını dokuz ay boyunca duyan bebek, özellikle de duyularının geliştiği son zamanlarda, annesinin sesinin farklı tonlarına ve bunların anlamlarına bağlı gelişen duygusal bir bağ oluşur. Artık müziği ve annesinin mırıdandığı melodileri duyabilir. Hamileliğin son zamanlarında annesinin söylediği sakin melodileri, doğumundan sonra da tanıdığı ve duyduğu zaman sakinleştiği kanıtlanmış bir durumdur.

Dünyadaki tüm kültürlerin kendine has ve özel ninnileri mevcuttur. Ninni, anne ve bebek arasında kurulan müzikal bir duygu bağıdır aynı zamanda. Ayrıca işlevseldir. Bu annenin bebeğine ortamın uyumak için uygun ve güvenli olduğunu ona söyleme biçimidir.
Erken evrelerde bebek-anne-baba arasında kurulacak olan müzik bağı, ileriki zamanlarda yaşayacakları duygusal ilişkilerini de sağlamlaştırmaktadır.

Bebeklik döneminden çıkmış olan çocuk, kendini sağlıklı bir yetişkin yapacak aktivitelerle tanışırken, müziğe özel bir değer verir. Çevresinde kurduğu ilişkilerine ve oyuncaklarına müziği severek dahil eder.
Dış dünya ile iletişimleri esnasında müzik onlar için oldukça faydalı bir araçtır.
Ülkemizde genellikle ihmal edilen müzik eğitimi, doğru bir sistemle çocuklara sunulmadığı için fiziksel ve zihinsel destekten oldukça önemli bir ölçüde mahrum kalmış olmaktadırlar. Fen bilimi, yabancı dil derslerinin çok önemli olduğunu bilen anne-baba ve sanatsal aktivitelerin “çocuğun vaktinden çalacağına” inanan anne-babaların oldukça büyük ölçüde bilgi eksikliği olduğunu söylemek isteriz. Bu konuda da sizlere müzik eğitiminin, uzun süreçlerde akademik başarı içindeki etkileyici önemiyle ilgili birkaç araştırmaya yer vermek istedik:

Rauscher, Shaw, Levine, Wright, Dennis ve Newcomb, 1996 yılında üç-dört yaşlarındaki yetmiş sekiz çocuğu incelediler ve onları dört gruba ayırdılar. Otuz dördü özel piyano dersi, yirmisi özel bilgisayar dersi, geri kalan yirmi dördünden onu özel şarkı dersi alırken, on dördüne de hiç ders verilmedi. Deney altı ay sürdü. Çocukların yaşlarına uygun dört standart test, deneyin başında ve sonunda çocuklara uygulandı. Testlerde, piyano dersi alan çocukların, mantıksal hafızalarının ve algılama yeteneklerinin ciddi şekilde geliştiği görüldü.
On yedi farklı ülkede, on dört yaş grubunda, fen bilimleri okuyan öğrenciler arasında yapılan araştırmada, ilk üç ülke sıralaması, Macaristan, Hollanda ve Japonya olarak çıkmıştır. İlginç olan, bu üç ülkenin de, eğitim programlarına, ana okulundan üniversiteye kadar düzenli müzik eğitimi koymuş olmalarıdır. Özellikle Macaristan, çok değerli eğitimci / besteci Zoltan Kodaly’ın çizdiği yöntemle hazırlanmış bir eğitim programını, 1960’lardan itibaren uygulamaktadır. Günümüzde Macaristan’da, ilkokul üçüncü sınıfa gelmiş öğrenciler içinde, solfej yapamayan ya da bir şarkıyı doğru olarak söyleyemeyen öğrenci yok gibidir. Macar öğrencilerinin, matematik ve diğer bilimlerdeki başarıları göz kamaştırıcıdır. Sıralamada ikinci olan Hollanda, düzenli müzik eğitim programına 1968’de başlamış, Japonya da, bu iki ülkenin deneyimlerini özümseyerek kendi müzik eğitim sistemini oluşturmuştur.
Benzer bir başka araştırma, yüksek teknoloji şirketlerinin merkezi durumunda olan Amerikan Silikon Vadisi’nin (Silicon Valley), teknik tasarımcıları ve mühendisleri arasında yapılmıştır ve bunlar içinde, önde gelen yöneticilerin tamamına yakınının müzikle doğrudan ilgilenen amatör müzisyenler olduğu saptanmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, en yüksek akademik başarıya sahip okulların, günlük aktivitelerinin %20 – 30’unu sanat aktivitelerine ayırıyor olmaları dikkate değerdir ki bunların içinde müziğin önemli bir yeri vardır. 1984 yılında tüm akademik göstergeleri başarısız olan St. Augustine Bronx İlkokulu, uyguladığı yoğun müzik eğitimi programının ardından, günümüzde başarı oranını %90’lara çıkartmıştır. (GÜLTEK, Buğra, Müzik, Yetenek ve Çocuk, Çoluk Çocuk Dergisi, Şubat 2002 Sayı 11; DICKINSON, Dee, New Horizons of Learning, www.menc.org, 2006)
Örnekler arttırılabilir. Son dönemlerde birçok özel okulun müzik aktivitelerine daha fazla önem vermesi, iş başvurularında, başvuranın sanatsal etkinliklerinin de sorgulanması, İngiliz Kraliyet Müzik Akademisi sınavları gibi uluslararası sınavların yaygınlaşarak, buradan alınan derecelerin iş ya da akademik kariyer başvurularında kullanılması, müziğin, akademik başarıyla doğrudan ilgisinin anlaşılmasının bir sonucudur. Ne yazık ki, ülkemizin genel eğitim programları içinde bu çok önemli bilişsel-ruhsal-bedensel-akademik destek, hak ettiği yeri alamamaktadır.

Bütün sanatsal etkinliklerin çocuklar üstündeki olumlu etkilerini kabul etmekle beraber, piyanonun sahip olduğu önemli yeri de vurgulamakta fayda var. Bazı araştırmalarda piyano klavyesinin yapısının, insan bilincinin işleyiş tarzına uygun olduğu, diğer tüm müzik aktivitelerinin getireceği duygusal ve fiziksel yararları olduğu gibi, beynin mantıksal işleyiş kapasitesini de arttırdığı iddia edilmekte. Piyanoyu öğrenmiş olan bir çocuk, gözleriyle iki ayrı sıralanışta yazılmış olan (sol ve fa anahtarı) notaları okur. Piyanoda ilerlemiş bir öğrenci bu iki sıranın da dışında, araya yazılmış olan nota partilerini de görüp çalmak zorundadır. Bazı zamanlarda iki elin de sınırları zorlanarak, dört bazen 5 ezgi partisini yalnızca iki elle çalmak zorunda kalabilir. Bütün bedenini, özellikle üst omuzdan itibaren üst kolunu, ön kolunu, bileklerini ve parmaklarını koordine eder. Ayrıca iki ayağıyla da pedal kullanır. Bu, beynin koordine ettiği çok karmaşık bir aktivitedir ve piyanonun getirdiği bütün duygusal ve estetik kazanımlar bir yana, oldukça önemli bir noktadır ve kolay da değildir. Uzun seneler süren ve yavaş yavaş ilerlenen bir süreçtir.
Kısaca sizlere özet verecek olursak, piyano kursunu doğru eğitmenlerden ve doğru zamanda, doğru yöntem, sistem ve materyallerle almaya başlayan istekli bir öğrencinin, kişisel gelişimine oldukça önemli bir katkı sağladığı da kaçınılmaz bir gerçektir.

Piyano Kursu İzmir ailesi olarak sizlerle bu yazımızda bazı bilimsel araştırma örneklerinden de yola çıkarak piyano eğitiminin sağlamış olduğu yüzlerce faydadan ayrıntılı şekilde bahsettik. Aklınızda kalan diğer soru işaretleri için de web sitemizi ziyaret edebilir ve her zaman bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Dilerseniz Online Piyano Dersimizden de her zaman faydalanabilirsiniz. Bizler sadece bir tık ötenizdeyiz!

Tags: , , ,